Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu

İkinci olarak bilinmeyene karşı savunma yapmak imkânsızdır. Eğer soruşturma dosyası soruşturulandan gizli tutulursa, ne ile suçlandığını öğrense bile kendi aleyhine toplanan delilleri öğrenemeyecektir\. Burada vakit geçir, unutulmaz anlar yaşa. mars pin-up\. Dolayısıyla da kendisini etkin bir biçimde savunamayacaktır[351]. TSK’da çalışan Devlet memurlarına, İçHizK’nın 115. Maddesi kapsamı dışında kalan fiillerinde 657 SK’nun 125. Maddesinde düzenlenen uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezaları verilebilmektedir.

Kişisel borçlarını ödememek suretiyle haklarında yasal işlem yapılmasına sebebiyet veren memurlara kınama cezası verilebilir. Burada yasal yoldan maksat icra dairesince “ödeme emri” gönderilmesi ve “haciz” işlemlerine başlanmasıdır[192]. “Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak” (657 SK m.125/B-k). Bu bentte de üç ayrı fiil birlikte düzenlenmiştir. Suçun maddi unsuru, herhangi bir haklı mazeret olmadan göreve geç gelmek, görevden erken ayrılmak ve görev mahallini terk etmektir[170].

  • Bu yoksunluklar hapsin 4., 8., 12.günleri ve bundan sonra mahkûmiyet suresince her üç günde bir kaldırılır.
  • Bu yazımızda; şüpheli, sanık, tanık, mağdur, şikayetçi ve bilirkişinin, hakim, mahkeme veya cumhuriyet savcılığı tarafından nasıl çağrılacağı ve dinleneceği incelenecek, son olarak uygulamada bazı güncel sorunlara ayrı başlık altında yer verilecektir.
  • Maddesinde istisnai bir düzenlemeye yer verilmiştir.

Böyle bir durumda, Cumhuriyet savcısının icra dosyasına müdahale edip edemeyeceği veya herhangi bir işlem yapabilme yetkisinin bulunup bulunmadığı konusunda tereddütler yaşandığı görülmektedir. Yazımızda; sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasına konu olduğu ileri sürülen kıymetli evrakla ilgili bir örnek üzerinden bu tür bir tereddüdün nasıl giderileceği, böyle ihtilaflar gündeme geldiğinde Cumhuriyet savcısının soruşturma evresinde hangi yetkilerini kullanabileceği kısaca açıklanacaktır. Burada her ne kadar icra takibi desek de bu kavramı, iflas takibini de içine alacak şekilde anlamak uygun olacaktır. Kasten yaralama suçunu düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.86; yaralamanın neticelerine ilişkin sınıflandırmalar çerçevesinde, failin ceza sorumluluğunu düzenlemiştir. İlgili maddenin birinci fıkrasında; kişinin suçun icrasına elverişli fiillerinin, mağdurun vücuduna acı vermesinin, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmasının suçun oluşması için yeterli olduğu belirtilmiştir. Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması durumunda ise, cezanın indirilmesi gündeme gelecektir. (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yerine getirilmekte olan oda ve göz hapsi cezalarının infazına derhâl son verilir\. Gizliliğinize ve güvenliğinize öncelik veriyor, güvenli bir pinup ortamı sağlıyoruz. PinUp türkiye\. (1) Disiplin kurulu tahkikat sonucunda; disiplin cezası verilmesine yer olmadığına veya disiplin cezası verilmesine yahut kurulun yetkisizliğine karar verebilir. (3) Hukuk sınıfına mensup subaylar arasından atanmış disiplin subayının bulunmaması yahut görevini yapmasını engelleyici sebeplerin bulunması halinde, disiplin subaylığı görevi atama veya görevlendirme suretiyle diğer sınıflara mensup subaylar tarafından yapılır. Atama yapılmaması hallerinde disiplin subayı, teşkilatında disiplin kurulu kurulan komutan veya askeri kurum amiri ile Milli Savunma Bakanı tarafından kıtada en az bir yıl hizmet görmüş olan ve taksirli suçlar dışında bir suçtan hükümlü bulunmayan subaylar arasından görevlendirilir. (1) Disiplin kurulları; asgari binbaşı rütbesinde bir başkan ile meslekte beş yılını tamamlamış, başkandan kıdemsiz bir subay ve bir astsubay üye olmak üzere, disiplinsizlik yapan personelin astı olmayan toplam üç kişiden oluşur.

Fıkrasında Cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması sulh ceza hakiminden isteyebilme yetkisi varken, hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafinin de aynı istemde bulunabileceği belirtilmiştir. Anayasanın 38 ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. Maddelerinde güvence altına alınan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin kanunda açık bir şekilde düzenlenmesini gerektirmektedir. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m.7 ile de “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi güvence altına alınmaktadır. Maddesine göre olağanüstü hal ilan edildikten sonra Cumhurbaşkanı tarafından olağanüstü halin ilanına yol açan sebepleri ortadan kaldırabilmek için çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde konu sınırlamasının bulunmadığı, sadece Anayasa m.15/2’de öngörülen sınırların dikkate alınmasını gerektiğinde tartışma bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, 7440 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 12 Mart 2024 Tarihli ve Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Fıkrasıyla, kurumlar vergisi mükellefleri açısından ek vergisel yükümlülükler doğuran bazı unsurlar hüküm altına alınmıştır. Yazımızda, 7440 sayılı Kanunla ihdas edilen ve “ek vergi” niteliğinde hükümlerin Anayasaya uygunluğu değerlendirilecektir. Bu yazımızda; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. Maddesi uyarınca verilen yapı kayıt belgesine sahip olan malikin, deprem sebebiyle yıkılan binada gerçekleşen ölüm ve yaralanma neticelerinden doğrudan sorumlu olup olmayacağı, geçici 16. Fıkrasında yer alan sorumluluk düzenlemesinin, ceza sorumluluğu için de geçerli olup olmadığı değerlendirilecektir.

Program, hükümetin sahip olduğu İngiliz İş Bankası tarafından desteklenen ticari borç verenler aracılığıyla verilecektir. •250’den az çalışanı olan işverenler uygun olacaktır – bir işverenin büyüklüğü 28 Şubat 2020 itibariyle istihdam ettikleri kişi sayısına göre belirlenecektir. Bu nedenlerle Çin Halk Cumhuriyeti’nin UST madde 6,7 ve 12 hükümlerini ihlal ettiği görülmektedir. Bu hükümlerden yola çıkılarak Çin Halk Cumhuriyeti’nden tazminat istenebilecektir. Bu kapsamda Çin Halk Cumhuriyeti’nin Covid-19 salgını kapsamında tazminat ödemesine hükmedilmesi için ilk akla gelen uluslararası bir antlaşmayı ihlal etmiş olması gerektiğidir. 2005 yılında hazırlanan ve 2007 yılında yürürlüğe giren Uluslararası Sağlık Tüzüğü (UST) tam da bu aşamada devreye girmektedir. Koronavirüsü nedeniyle izole olan bir kişinin ne zaman iş göremez olduğuna karar vermek için 1982 tarihli Yasal Hasta Ücreti (Genel) Yönetmeliği (“1982 Yönetmeliği”) de değiştirilmiştir. 18 Haziran 2020 tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu yayınlanmıştır. Devletin temel ilkelerine ayrılan birinci bölümde Ürdün’ün bağımsız monarşik bir Arap devleti olduğu belirtilir. Ayrıca bu bölümde Ürdün bayrağının özellikleri açıklanır.

Başlangıç kısmı devletin hedeflerini, demokratik sosyalist toplumu gerçekleştirme amacını, hürriyet, eşitlik ve adalet ilkelerinin, insan haklarının koruma altına alınması gereğini dile getirir. Başbakanı ve bakanları tayin etme ve görevden alma yetkisi ondadır. Gerektiğinde kendisine vekâlet edecek bir vekil tayin eder. Kanunları onaylamak ve yürürlüğe koymak yetkisi de emîre tanınmıştır. Emîrin geri gönderdiği tasarı meclis tarafından çoğunlukla yeniden kabul edilirse onay ve ilân mecburi hale gelir. Olağan üstü şartlarda, âcil tedbir alınmasını gerektiren durumlarda emîr kanun kuvvetinde kararnâmeler çıkarabilir.

“İnsan Hakları Avrupa sözleşmesi (İHAS) ile oluşturulan koruma mekanizmasının ikincilliği” ilkesi gereği, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne (İHAM) başvuruda bulunmak için AYM’ye bireysel başvuru yolunun tüketilmiş olması gerekmektedir. Bu bakımdan, başvurucuların iki mekanizmadan birisini tercih etme şansı bulunmamaktadır. Bu yazıda; ceset bulunamadığında sanığın kasten insan öldürme suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmesi mümkün mü değil mi, mümkünse bunun şartlarının neler olduğu incelenecektir. Bu yazımızda; tanık ile bilirkişi arasındaki farklara değinilerek, bilirkişinin açıklamalarının niteliği ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.68/1 uyarınca bilirkişinin duruşmada dinlenmesi incelenecektir. B) 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (f) ve (k) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. B) 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. A) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. C) 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. B) 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına beşinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir. B) 109 uncu maddesinin altıncı fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. A) 36 ncı maddesinin beşinci fıkrasının (4) numaralı bendinin (cc) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. B) 80 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Bu haberlerin hemen ardından toplam 199 madde ve dört geçici maddeden oluşan “Avukatlık Kanunu Taslağı” adlı bir çalışma paylaşıldı, ancak bu Taslağa sahip çıkılmadı, Taslağın eski olduğu, gündemde olmadığı ve yapılması düşünülen düzenlemenin yürürlükte bulunan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu üzerinden gerçekleştirildiği de ifade edildi. Son yıllarda apartman ve sitelerde güvenlik kamerası kullanılması yaygın hale gelmiştir. Güvenlik kameraları; huzur ve sükunun sağlanması, suçların önlenebilmesi, işlenmiş suçların faillerinin saptanabilmesi gibi amaçlarla yerleştirilmekte olup, bununla birlikte kişilerde özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edildiği yönünde kaygı uyandırabilmektedir. Bekçilerin görev ve yetkileri 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nda düzenlenmektedir. Bu Kanunda; bekçi adaylarında aranacak şartlar, sınav, atama ve adaylık süreci, bekçilerin görev ve yetkiler ile başka görevde çalıştırma yasağı ile çalışma saatleri gibi çeşitli hükümler yer almaktadır.

Gizli tanığın savunmanın yokluğunda uygun görülecek harici bir celsede dinlenmesi ile gizli tanığa sorulması istenen soruların önceden hazırlanıp Mahkemeye sunulması; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m.6/3-d ve Anayasa m.36/1’e aykırı olup, “silahların eşitliği” ilkesinin ve tanığı sorgulama hakkının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu şekilde elde edilen gizli tanık beyanı; hukuka aykırı hale gelecek olup, Anayasa m.38/6, Ceza Muhakemesi Kanunu m.206/2-a ve m.217/2 gereğince hukuka aykırı elde edilen bu delilin dosyadan çıkarılması ve yargılamada esas alınmaması gerektiği tartışmasızdır. Kamu davasının açılmasının ertelenmesinde takdir yetkisi, belirli hallerle sınırlı olmak kaydı ile cumhuriyet başsavcılığının inisiyatifine bırakılmıştır. Cumhuriyet savcısı, Ceza Muhakemesi Kanunu m.171/2’de öngörülen şartlar gerçekleştiği takdirde, kamu davasının açılmasını beş yıl süre ile erteleyebilecektir. CMK m.171/2’ye göre, “Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir”.